Hazar Gölü'nde (Elazığ) Depremsel-Türbiditlerin (Sismik-Türbidit) Tayini ile Doğu Anadolu Fayı Hazar-Sincik ve Palu-Hazar Segmentlerinin Deprem Riskinin Tahmini


Eriş K. K. (Yürütücü), Uçarkuş G., ŞAŞMAZ A., Zabcı C., Çakır Z., ÖN S. A., et al.

TÜBİTAK Projesi, 2020 - 2022

  • Proje Türü: TÜBİTAK Projesi
  • Başlama Tarihi: Şubat 2020
  • Bitiş Tarihi: Ağustos 2022

Proje Özeti

Geçmişteki deprem kayıtlarını inceleyerek gelecekteki olası depremleri anlamamız bakımından son yıllarda paleosismoloji çalışmalarında türbiditler oldukça önemli bir ayıraç olarak kullanılmaktadır. Depremsel-türbidit (sismiktürbidit) olarak tanımlanan bu çökellerin yaşlandırılması sonucu deprem tekrarlanma aralığı hesaplanarak bölgenin deprem riski belirlenebilmektedir. Ülkemizin doğu kesiminde nufüsca yoğun kentlerin büyük bir bölümü Doğu Anadolu Fay (DAF) zonu üzerinde veya yakın bölgesinde konumlandığından, gelecekteki deprem riskinin bu çalışma ile ortaya konulması sosyo-ekonomik anlamda büyük önem taşıyacaktır. Elazığ yakınlarında bulunan Hazar Gölü’nün gerek Doğu Anadolu Fay (DAF) Sistemi üzerindeki konumu ve gerekse de tarihsel çağlar boyunca glasiyal ve interglasiyal süreçlerden etkilenerek çeşitli su seviyesi değişimlerine uğraması bu bölgenin bir çok araştırmacının ilgisini çekmesine sebep olmuştur. Hazar Gölü tektonik bir havza olduğundan, jeolojik dönemler boyunca büyük depremlere maruz kalmıştır. Bu depremler büyüklüğü 6.7-7.8 (Ms) arasında değişir ve bölgede ciddi hasarlara yol açmışlardır. Hazar Gölü çökel istiflerinin eski deprem kayıtlarını içeren bir arşiv niteliğinde olduğu düşünüldüğünden göl tabanında çökelen türbiditlerin çoğunluğunun sismik etkinliğe bağlı olarak sismik-türbidit olarak oluşmuş olmalıdır. Bu projenin amacı, Hazar Gölü’nde oluşumundan günümüze kadar olan süreçte meydana gelen depremlerin kayıtlarını gölün farklı lokasyonlarından alınacak çökel karotlarında (piston ve gravite) yüksek çözünürlü sedimentolojik ve jeokimyasal analizler yaparak saptamaktır. Gölden alınacak karotlarda sismik-turbidit birimleri uygun yaşlandırma yöntemleri kullanılarak tarihlendirilmesi sayesinde DAFS’inin (Doğu Anadolu Fayı Sistemi) Hazar-Sincik ve Palu-Hazar segmentleri üzerinde oluşmuş tarihi depremlerin zamanları belirlenecek ve böylece bölgenin depremsellik riski ortaya çıkarılacaktır. Bu proje kapsamında alınacak karotların lokasyonları gölde daha önce yapılmış sığ-sismik çalışmalardan elde edilen veriler ile belirlenecektir. Sığ-sismik veriler üzerindeki tektonik çalışmaların yanısıra gölde yapılacak yüksek çözünürlüklü multi-beam batimetri çalışmaları göl tabanının morfotektonik incelenmesi açısından oldukça önemlidir.

Karotlarda sismik-türbiditlerin iklimsel türbiditlerden ayırt edilebilmesinde özellikle tane boyu analizleri ile jeokimya analizlerinin hassas bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Ayrıca Hazar Gölü’nde sismik-türbiditlerin (depremseltürbidit) çökelmeleri sırasındaki su seviyesi ve iklim değişimlerinden ve bölge tektonizmasından kaynaklanan değişen hidrolojik şartlar gibi etkilerin de araştırılması gerekmektedir. Ülkemiz önemli bir deprem kuşağında bulunması nedeniyle, bu proje çalışmalarında uygulanacak yöntemlerin ileride farklı fay zonları üzerinde yeralan deniz ve göllerde kullanılması ile farklı bölgelerde depremsellik riski saptanabilecektir. Karot çalışmalarından ayrı olarak yapılacak yüksek çözünürlüklü multi-beam batimetri çalışmaları ile göl tabanındaki morfotektonik unsurlar ortaya çıkarılarak, DAFS’inin (Doğu Anadolu Fayı Sistemi) Hazar-Sincik ve Palu-Hazar segmentleri ile ilişkili olarak gölün oluşumunda etkili olan ve göl tabanında gelişen fayların kinematiği ortaya çıkarılacaktır. Böylece göl tabanında uzanan fayların sismik-türbidit oluşumu üzerindeki etkileri de tartışılmış olabilecektir.