İstanbul’da Ulaşım Yoksulluğu Algısı: Ulaşımın Kırılgan Grupları Üzerinden Bir İnceleme


Beyazıt İnce E., Akçakaya Waite İ., Tezcan H. O., Koramaz T. K., Belli B., Şen İ., ...Daha Fazla

8 Kaısm Dünya Şehircilik Günü 46. Kolokyumu, Eskişehir, Türkiye, 6 - 08 Kasım 2022

  • Yayın Türü: Bildiri / Yayınlanmadı
  • Basıldığı Şehir: Eskişehir
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • İstanbul Teknik Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Amaç ve hedefler

Ulaşım temelli eşitsizlikler, bireylerin sosyo-ekonomik koşulları, demografik yapıları veya içinde bulundukları coğrafyanın mekânsal özellikleri nedeniyle kısa ve uzun vadede ihtiyaç duydukları ulaşım hizmetlerinden yararlanamamasından kaynaklanmaktadır. Aynı nedenlerden dolayı bireyler hareketliliklerinde kısıtlama hissedebilirler. Ulaşım yoksulluğu, son yıllarda ulaşım temelli sosyal dışlanmayı ve diğer sosyo-mekansal eşitsizlikleri içerecek şekilde bir kavramsal çerçeve olarak geliştirilmiştir (Lucas vd., 2016). Bu çerçeve sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel ve sosyo-mekansal dinamikler ile fırsat eşitliğinden yoksun kentli birey ve grupları kapsamaktadır. Bu bağlamda araştırmanın amacı, İstanbul’da ulaşım yoksulluğu kavramını tartışmaya açmak, kentte yaşayan bireylerin yaş, cinsiyet, eğitim, gelir, çalışma durumu gibi farklı olgular bağlamında ulaşım yoksulluğunu nasıl algıladıklarına yönelik bir değerlendirme yapmak ve ulaşım politikasını bu kapsamda yönlendirecek önerilerde bulunmaktır.

Araştırmada temel olarak şu sorulara yanıt aranmaktadır: (1) Kırılgan grupların ulaşım yoksulluğu algısı hangi yönlerden birbirinden farklılaşmaktadır? (2) Farklı kırılganlıkların bir arada olması, çoklu kırılganlıklar, ulaşım yoksulluğu algısını nasıl etkilemektedir? (3) İstanbul’da ilgili kırılgan grupların ulaşım yoksulluğu algısı ulaşım açısından hangi politika alanlarına işaret etmektedir?

Bilimsel yenilik

Ulaşım sistemlerinin yapısı, erişilebilirlik, ulaşım maliyetleri, çevresel faktörler ve bireylerin ve grupların sosyo-ekonomik ve demografik özellikleri nedeniyle toplumsal dışlanmaya maruz kalmaları konusu uzun zamandır ulaşım çalışmalarının gündemindedir (örn. Church ve Frost, 1999; Church vd., 2000; Lucas, 2004). Son yıllarda ulaşım temelli sosyal dışlanma bakış açısı yerini ulaşım temelli eşitsizliklerin ele alındığı daha kapsamlı bir kavram arayışına bırakmıştır. Lucas’ın (2004) tüm yaşam döngüsüne etkisi olduğunu vurguladığı ulaşım yoksulluğu kavramı ilerleyen dönemlerde geliştirilerek daha yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır (Lucas vd., 2016). Ulaşım yoksulluğu ulaşım ödenebilirliği, hareketlilik yoksulluğu, erişilebilirlik yoksulluğu ve ulaşım dışsallıklarına maruz kalma durumlarını da içeren kapsayıcı bir bileşim kümesi olarak tanımlanmaktadır (a.g.e.). Ulaşım yoksulluğu, tüm bu farklı bileşenlerin bir arada ve yığılmalı bir şekilde var olması nedeniyle ortaya çıkan bir yoksulluk türü olarak tanımlanmaktadır.

Ulaşım yoksulluğunun ölçümüne dair tanımlamalar literatürde geniş bir şekilde yer bulmakla birlikte görgül değerlendirmeler sayıca azdır. Bunun yanı sıra eşitsizliklerin görece daha derinleştiği Küresel Güney’de (veya gelişmekte olan ekonomilerde) bu konu yeterince ele alınmamaktadır. TÜBİTAK 1001 kodlu Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı dahilinde yürütülen ve bu çalışmanın parçası olduğu araştırma, projenin başlangıç aşamasından sonuna kadar ulaşım yoksulluğu kavramını katılımcı yöntemlerle ortaya koymaktadır. Proje, iddialı metodolojik çerçevesiyle ve ampirik olarak yeni bir saha çalışmasını literatüre kazandırmasıyla ulaşım yoksulluğu kavramının ölçüm ve tartışma zeminini zenginleştirerek bilimsel katkı sunmaktadır.

Odak ve gerekçe

Bireylerin sosyo-ekonomik, demografik ve fiziksel karakteristikleri, toplumsal ve kültürel yapı içerisinde düzenlenen hanehalkı ilişkileri ve özellikleri ile bireyin toplum içindeki konumu ve toplumsal-kültürel normlar bazı bireyleri diğerlerine göre ulaşım yoksulluğu açısından daha kırılgan hale getirmektedir. Bununla birlikte bireysel ve/veya hanehalkının sosyo-ekonomik nedenlerle yaptıkları konut alanı seçimi ile çalışma ve yaşam alanlarındaki ulaşım sistemi ve hizmetleri ulaşım yoksulluğunun derinleşmesinde rol oynamaktadır. Bütünsel bir ulaşım yoksulluğu teorisi, “kadınlar, çocuklar, yaşlılar, etnik azınlıklar ve göçmenlerin yaşadığı hareketlilik kısıtlamalarından, azınlık ve işçi sınıfı topluluklarının yerinden edilmesine kadar farklı hareketlilik rejimleri arasındaki bağlantıları algılamamıza yardımcı olabilir” (Sheller, 2020, s. xxiv).

İstanbul’da (ve dünyanın birçok kentinde) özellikle pandemi ve ardından yaşanmakta olan ekonomik kriz ile birlikte derinleşen yoksulluk ulaşım alanı ile yakından bağlantılıdır. Çalışmanın ilk bulgularında ortaya konulduğu gibi konut alanı yer seçimi, hanehalkı bütçesinden ulaşıma harcanan pay vb. göstergeler dar gelirli vatandaşın ulaşım tercihlerini etkilemekte, birçoklarını belirli coğrafyalarda hareket etmeye veya hareketsiz kalmaya itmektedir. Bununla birlikte ulaşım yoksulluğunun algısı cinsiyet, yaş, eğitim vb. parametrelere bağlı olarak değişim göstermektedir. Kentte kapsayıcı bir ulaşım sisteminin hayata geçirilebilmesi için ulaşım yoksulluğu kavramının bütüncül bir çerçevede tartışmaya açılması gerekmektedir.

Yöntem

Araştırma projesi kapsamında, Eylül 2021’de gerçekleşen çok paydaşlı çalıştayda İstanbul’un dinamikleri dikkate alınarak kentte ulaşım yoksulluğuna en fazla maruz kalabilecek gruplar değerlendirilmiştir. Çalıştay kapsamında aynı zamanda, İstanbul’a özgü ulaşım yoksulluğu tanımı yapılarak literatür taraması bulgularından da hareketle, İstanbul’da ulaşım yoksulluğunun analizi için farklı ölçek ve detay düzeylerinde tespit edilen 37 parametre altı kategori altında sıralanmıştır: (1) ulaşım sistemi özellikleri, (2) hizmet kalitesi, (3) erişim özellikleri, (4) yol güvenliği, (5) ulaştırmanın çevresel etkileri ve (6) ulaşımın ödenebilirliği. Bu parametreler kapsamında İstanbul’da ulaşım yoksulluğunu ölçme odaklı bir anket hazırlanmıştır.

İstanbul genelinde rastgele örneklem yöntemiyle Nisan-Haziran 2022 aylarında uygulanan anket çalışmasında 3140 gözlem noktası üzerinden veriler elde edilmiştir. Anket kapsamında birey bazında demografik ve sosyo-ekonomik özellikler ile ulaşım yoksulluğu algısını içeren 29 sorudan elde edilecek değerlendirmeler bu bildirinin odak noktasıdır. Soruların analiz edilmesinde nicel yöntemler kullanılacaktır. Ulaşım yoksulluğu göstergesinin ve buna bağlı olarak ulaşım yoksulluğunun, günlük yolculuk sayısı ve yolculuk süresi açısından değerlendirilmesi amacıyla regresyon analizi yönteminden yararlanılacaktır. Bu kapsamda; bir ulaşım yoksulluğu göstergesi oluşturulacak, bu gösterge kullanılarak yaş, cinsiyet, eğitim, gelir durumu gibi sosyo-ekonomik değişkenlerin bireylerin günlük yolculuk sayıları ve yolculuk süreleri ile ilişkisi değerlendirilecek ve ulaşım yoksulluğunun kentteki yansıması mekansal ve bireysel olarak sorgulanacaktır. Bu anlamda farklı sosyo-ekonomik değişkenliklerin bir arada olma durumunda (kesişimsellik kapsamında) ulaşım yoksulluğunun etkilenme derecesi araştırılacaktır.