Menstrüasyon Üzerine Söylemler ve Ürün Tasarımındaki Yansımaları


Efilti P., Timur Ş.

Kadın, Tasarım ve Mekan Ulusal Sempozyum, İstanbul, Türkiye, 8 - 09 Mart 2019, ss.28

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.28
  • İstanbul Teknik Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Menstrüel kanama, üreme sisteminin biyolojik bir oluşumudur ve kadın üreme sağlığının en önemli göstergelerinden birisidir. Bir kadın, hayatının yaklaşık olarak dör􏰀e birini menstrüel kanama yaşayarak geçirir, bu nedenle menstrüasyon, kadınların yaşamlarında göz ardı edilemeyecek bir rol oynar.

Menstrüasyon her ne kadar biyolojik bir aktivite olsa da, menstrüel deneyimler toplumsal söylemler çerçevesinde kodlanabilmektedir. Menstrüasyon üzerindeki bu kodlama, kadınların özellikle menstrüel ürün kullanım pratiklerini ve günlük yaşam rutinlerini önemli ölçüde etkilemektedir. Menstrüasyon ve menstrüel kanama üzerindeki toplumsal algının; antik dönemlerdeki lanetlenmiş olma kabulünden, günümüz biyoloji bilgisine evrilmesine, ve ha􏰀a, feminist hareketler ve aktivist yaklaşımlarla anlam değiştirmesine rağmen; çoğu kültürde, kadınlar hala menstrüel ürünlerini ve pratiklerini toplumsal normlar çerçevesinde yaşamaktadırlar. Bununla birlikte, menstrüel ürünlerin tasarımı ve pazarlanması da toplumdan topluma farklılık göstermekte, içinde yer aldığı yaşayışın kabullerine göre şekillenmektedir.

Yapılan literatür araştırmasında, menstrüel kanama ve pratikler üzerinden ortaya çıkmış söylemlerin kadın üreme sisteminin biyolojisi ve gizeminden türetildikleri gözlenmiştir. Bu söylemler temel olarak iki başlık altında, fiziksel ve kültürel olarak, toplanabilir. Fiziksel söylemler, menstrüasyonun biyolojik ve fizyolojik semptomları üzerinden okunmuştur. Kültürel söylemler ise, toplumun benimsediği kültüre göre farklılaşabilen, spiritüel ve dini inanışlara göre şekillenebilir, soyut anlamlandırmalar çevresinde kurgulanmıştır.

Türkiye bağlamına odaklanacak olursak; kadınların, menstrüel ürün tercihi ve kullanım pratiklerini dini, kültürel, ve sosyal kabulleri çerçevesinde şekillendirdiklerini söyleyebiliriz. Örneğin, Batılı toplumlarda, kadınların özgürleşmesi olarak görülen tampon kullanımı ve atık oluşturmama kaygısıyla popülerliği artan menstrüel kapların tercih edilmelerinin aksine; Türkiye’de yaşayan kadınlar üzerine yapılan çalışma- lar, dini ve kültürel söylemlerin önemli etkilerini ortaya koymuş; özellikle kırsal kesimde halen daha ev yapımı, yıkanabilir kumaş parçalarının vajinal akıntıyı absorbe etmek için kullanıldığı, ticari olarak satılan ürünler arasında da tampon ya da menstrüel kapların yerine menstrüel pedlerin daha çok tercih edildiği bulgulanmıştır. Bu çalışma, ev yapımı ürünlerden ziyade, endüstriyel olarak üretilen menstrüel pedlerin tasarım kararlarındaki toplumsal söylemlerin etkilerini incelemiş; yapılan tasarım müdahalelerinin temel bir amaç çevresinde şekillendiğini keşfetmiştir: kamufle etmek.

Türk kültüründe menstrüel aktivitelerin, utanılan ve saklanması gereken deneyimler olarak kodlanmış olması; bu kabullerin kendi kalıplarını kırıp değişim içinde olduğunu gözlemlememize rağmen, kadınların günlük hayat pratiklerini ve ürünlerin tasarımındaki kararları doğrudan etkilemektedir. Örneğin, ped ambalajları tarihsel bir gelişim içinde kamufle ediciliklerini; desen, renk ve malzeme değişiklikleri ile ar􏰀ırmış, başka bir deneyimin parçası haline getirilmeye çalışılmıştır. Bir diğer örnek ise, menstrüel pedlerin saklanması ve saklanarak taşınmasında kullanılan yardımcı/tamamlayıcı ürünlerin kendilerine bir pazar oluşturmasıdır. Bu ürünler, geçmişte ev yapımı malzemelerle kurgulanan, dikilen, ya da taşıma işlevini sağlayan cüzdan benzeri ürünler iken; günümüzde endüstriyel tasarımın ve üretimin etkisi alanına girmiştir.Sonuç olarak, menstrüasyon ve menstrüel pratikler sadece kadınların sorumluluğunda olan ve erkeklerin farkındalığından uzak tutulması gereken deneyimler olarak görülmektedirler. Bu çalışma, Türkiye’de pazar payı bulmuş menstrüel pedlerin ve pazara dahil edilen yeni ürünlerin tasarımında; menstrüasyonun kamufle edilmesi gereken bir deneyim olarak kabul edilmesinin yansımalarını, tespit edilen örnekler üzerinden ortaya koymayı amaçlamaktadır.