Dijital yaratıcılık bağlamında akış metaforu üzerine bir araştırma


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimari Tasarımda Bilişim, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2018

Tezin Dili: İngilizce

Öğrenci: ZEYNEP BUDAK

Danışman: Sema Alaçam

Özet:

Bu tez, kavramları, tasarımı ve dijital yaratıcılığı yorumlamak bağlamında bir metaforu, akışı ele almaktadır. Gerçeklerin değişim eşikleri, akışların henüz belirlenmemişi temsil edebilme özelliğiyle daha net tanımlanabilir ve böylece, dinamik imgelerle imkanlar, olasılıklar, bir durumu terkedip başka bir duruma geçişin ve bu durumun koşullarının tanımı kavramsallaştırılabilir. Akışların oluşları temsil edişi ve dünyadaki her şeyin her an oluş halindeliği bağlamında bu çalışma, bir sonuç ürün üretimine odaklanmaktansa, sanal ile gerçek arasındaki eşik bariyerini yıkmak ile formların nitel özellikleri ve kavramsal olasılıkları üzerine odaklanmaktadır. Kavramsallaştırmalar, tasarımın anlatımı, düşüncesi, görselleştirilmesi ve algılanması süreçlerinde diğer disiplinlerle diyaloğa olanak sağlar. Bu kapsamlarda bu tez, akışın kavramsal anlatımları, yaratıcılık ve nesnel olarak tasarımın ilişkilendirilebilmesi ve algoritmalalarla akışın bilgisayar ortamında temsili üzerinedir. Bu çalışmada ilk olarak, akış üzerine olan kavramlar/yaklaşımlar incelenmiştir. Akışın yorumlanması, akışı irdeleyen düşünce biçimleri, düşünsel bağlamda ilişki ağları, karmaşıklık, belirme, çoğulluk gibi akıştan türeyen kavramlar ile akış halindeki mekan tanımlamaları, yumuşak ve çizgili mekanlar, bulanık sınırlar üzerine söylemler üzerinde durulmuştur. Bu kavramların görsel temsillerinin, kavramsal formlar ve matematiksel tanımlamalar üzerinden açıklanmalarına değinilmiştir. Fiziksel mekanlar ve ağların oluşturduğu mekanlara değinilerek, bilgi akışının bulanıklaştırdığı mekan algısı bahsi geçen kavramlar ve görsel tanımlamalarla ifade edilmiştir. Kavramlara ilişkin ikinci bölümde, akışın gözlemlenebilir bir olgu olarak okunduğu doğal süreçlere yer verilmiş, enerji değişimleri, manyetizim gibi değişken fiziksel durumlar bağlamında akma davranışı gözlemlenebilen doğal süreçler ile sürüler ya da toplulukların kitlesel/bütünsel hareketleri, geniş alanlardaki hareketler üzerine gözlemler ve değerlendirmeler sunulmuştur. Enerji değişimleri ve denge durumu üzerinde durulmuş, akışın matematiksel tanımlamaları, düzensizlik ve karmaşıklık kavramları üzerinden akışlar incelenmiştir. Sistemleri oluşturan parçacıkların tanımlanmış ya da beklenmeyen davranışları, termodinamiğin yaratıcılığı tetikleyen açık sistem tanımlamaları, oluşlar üzerine fizik bilimi bağlamında ve düşünsel tartışmalarına yer verilmiştir. Kavramlar bölümünde son olarak, tasarım bağlamında akış ele alınırken formun değişebilirliği, görsel ve ilişkisel bakış açısına göre tasarımdaki yorumlanmaları, alansal ölçeklerde değişimler, akış dinamikleri, akışın enerji olarak biçimlendirilmesi, sınır tanımlamaları, geçirgen sınırlar ve mekanların akış çizgileriyle tanımlanması üzerine bakış açıları irdelenmiştir. Tasarım akışları ve karmaşıklıkları tarifleme süreçlerinde, bilgi modelleri oluşturma ve çok katmanlı süreçleri yönetme araçlarına artık sahiptir. Mimarinin bitişi temsil eden sınır tanımlamasının aksine, fizikte statik bir alan olmayan, iki bölge arasındaki hareket halinde olan bir alan, bir katman olan ve enerji farklılıklarıyla değişken durumlar sonucu oluşturulan mekan tanımlamaları üzerinde durulmuştur. Gerçekte kalınlıkları olmayan soyut birer çizgi ve ortamda var olan görülmez dahi olsa malzemelerin varlığıyla birebir ilişkili bir arakesit örnekleri üzerinde durularak gerçekte ayırandan çok, ilişkilerin ve farklılıkların oluşturduğu dinamik alan tanımlamaları yapılmıştır. Çalışmanın üçüncü bölümünde, dijital tasarım süreçlerinde, tasarımın önceden tanımlanamayan süreçlerinin bilgisayar ve tasarımcı arasındaki bir dile bağlı olan ve kurallara dayalı olmak zorunda oluşu ele alınıp detaylandırılmıştır. Teknoloji ve tasarımın kesişimindeki keşifler bağlamında akış kavramının hesaplanabilirliği tartışılmıştır. Bu tartışma, akışların anime edilen formlar, veri değişimleri ve karmaşıklığın simülasyonu bağlamlarında yapılmıştır. Algoritmik tasarımın animasyona elverişli yapısı, hareket etme algısının sanatta tek bir karede denenmesi üzerine yorumlar, çizim dizileri ve görsel yanılsamayla hareket tanımlamaları çalışmaları üzerinden değişme üzerine yorumlamalar yapılmıştır. Karmaşıklığın simülasyonu başlığı altında, hesaplamalı yöntemlerin gözlemlenebilir akışları tanımlamak için ürettiği davranışsal teoriler, akışın matematiksel açıklanması yorumlamaları ve simülasyon programlarının çalışma prensiplerinin temeli olan yöntemler üzerinde durulmuştur. Daha sonra, algoritmaların temel özelliklerine geniş çerçeveden bakan bir bakış açışıyla, yaratıcılığa olanak tanıyan yönleri üzerine yorumlamalar yapılmıştır. Algoritmik mantığın doğal süreçleri temsilinde yorumladığı kuvvetler, raslantısallık ve dönüştürme özelliklerine genel bir bakış açısı sunulmuş, bu değişkenlerin üretkenlikleri üzerine örnekler verilmiştir. Bu bölümde son olarak, öznellik ve nesnellik arasında akışın kavramsallaştırılması bağlamında, teknolojideki gelişmelere paralel olarak, sanat eserlerinde akışı yorumlayan çalışmalar sunulup, yaratıcı deneyimler üzerine değerlendirmeler yapılmıştır. Metafor olarak akış kavramlarının yorumlanması ve reel anlamda akış koşullarıyla birlikte tanımlanması, tasarım olasılıklarını dinamik olarak işlendiği bir süreci doğurur. Bilimsel nesnelerin sürekli olarak bir araya gelme, düzenlenme ve tekrarlanma sürecinde teknik olarak üretip, gerçekleştirmesi bakış açısı bağlamında teknoloji de kendi gelişimi sürecinde kendi doğasını ve fenomenlerini üretir. Dijitalin bu fenomenolojik yapısı, yeni yorumlamalar ve bakış açılarını doğurur. Sanal ve gerçek, dijital gerçekliği bir araya getirmek için iç içe geçmiş durumdadır. Bilimsel bilginin hiç bitmeyen yeniden yapılanma ve düzenlenme süreci, deney ve gözlemi birleştiren yeni bir bilgi üretim analizi repertuarını gerektirmektedir. Bu durum bilimsel olayların tümünün doğadan alınmak zorunda olunmadığı, tekniğin fenomen ürettiği bir dönüşüm sürecinin habercisidir. Yani artık teknoloji kendi doğasını üretmektedir. Dördüncü bölümde, akışın kavramsal ve fenomenolojik özelliklerinin potansiyellerini araştırmak için, akışa ait kavramlar altında soyut dijital akış denemeleri sunulmuştur. İlgili kavramların başlıkları altında, algoritma ve simülasyonlar ile dijital ortamda üretilen iki ve üç boyutlu görüntülerin üretim süreçleriyle akış metaforu, tasarım sürecinde dijital ortamında mekanik olmayan bir hareket anlayışının nasıl üretilebileceğini araştırması suretiyle davranışsal bir temele dayandırılmak için araştırılmıştır. Algoritmik soyutlamalar, animasyonlu seriler, sürecin gelişimini tam olarak koruyabilmek, algoritmaların potansiyelini araştırmak, zamana bağlı olarak hareket ve dönüşüm kavramlarını analiz etmek için model deneyleri gerçekleştirilmiş ve bu hareketlerden türeyebilecek deneysel araştırmalar üzerinde çalışılmıştır. Kavramların üretkenliği ise hesaplamanın uyarlanabilir yapısı ile çeşitlendirilmiştir. Sonuç olarak, tasarım yapma yorumlama ve sezgisel kalkışmalar gibi önceden tanımlanamayan süreçler içerir ve tamamen sabit veya yapılandırılmış bir dünyada gerçekleşmez. Algoritmaların üretkenliği içinde tasarım süreci beklenmedik süreç ve sonuçlar üretebilmektedir. Algoritmik tasarımın sonuçtan ziyade süreç odaklı ve geleneksel tasarım süreçlerinden farklı olarak, kavramların belirsizliği ile beslenen yapısı yeni düşünme ve değerlendirme biçimlerinin yaratılmasına yol açabilir. Bir anlamda, algoritmik mantık tasarım olasılıklarınıın keşiflerini besler. Gerçekleştirme sürecinde sanallaştırma, tasarım anlatısı, düşünme, görselleştirme ve algı bağlamında diğer disiplinlerle diyaloga olanak verebilir. Gerçekleşmeleri hesaplama ortamı tarafından temsil edilen beklenmedik konfigüratif dönüşümlere doğru genişletmek tasarımcıların yorumunu geliştirebilir. Kesin tanımlama ve kısıtlamaları sonlanarak, kavramları genişletmek ve sınırları reddetmek üzerine düşünerek, tasarım tanımlamalar üzerine değil, daha önce adlandırılmamış melezleşmeler üzerine olmalıdır. İlham veren dijital teknikler yoluyla tasarım, belirsizlik, değişkenlik, eksiklik gibi büyüme koşullarını manipüle edebilen yaklaşımlarla düşünülmelidir. Bu bağlamda, sahip olunan yeni algılama ve soyutlama biçimleri, düşünce, hayal gücü ve tasarım fikirlerini zenginleştirme potansiyeline sahip olacaktır. Mimari tasarımın, soyutlama ve metafor yoluyla temsiller üzerinden yeni ürünler üreten doğası düşünüldüğünde, bu tezde yapılmaya çalışılan soyutlamalar tasarım düşüncelerinin evrilebileceği yönü temsil edebilir. Bu çerçevede, doğada, bilimde, sanatta ve düşünsel bağlamda akış kavramları göz önünde bulundurularak üretilen temsillerin dijital üreticilerine yeni işlevler eklenerek, temsil alanının idealize edilmiş yaklaşımlarının özgürleştirilmesi amaçlanmıştır. Çalışma akışları hem tasarım objesi hem de yaratıcılığa katkı sağlayan bir kavram olarak yorumlama yolu ile tasarım düşüncesine katkıda bulunmayı amaçlamış, bu hedefle sanal ve gerçek arasındaki eşik engelini sorgulamaya çalışmıştır.